Tehlikeli Aşk ve ya Tam İsabet Aşk... Ya da her ne isterseniz diyebilirsiniz fark etmez. 2013'ün ilk film yorumu için gözümü kapatıp rastgele bir film seçtim. Şansıma eğlenceli bir film çıktı. Daha önce anlattığım Fortune Salon filmindeki başrolümüz Im Chang Jung yine esas oğlan olarak karşımızda. Bu adamın oynadığı filmlerin kendine has bir tarzı olduğu inkar edilemez.

Şimdi 40 yaşında olmasına rağmen genç rolünü çok rahat oynayabilecek biridir, deli doludur. Esas kızımız da yine daha önce anlattığım Doomsday Book filmindeki hikayelerden birinde oynayan Kim Gyuri'dir. Çok fazla tanınmış bir yüz olmamasına rağmen oldukça tecrübeli bir oyuncudur aslında. Film keyiflidir, bir bakmışsınız hikayeye kaptırmış kendinizi karakterlerle konuşurken bulursunuz.


Adı: Shotgun Love
Yönetmen: Jeong Woo Cheol
Yapımcı: Cha Eun Hee & Nigel D'Sa & Jang Hwi Yong
Yazar: Jeong Woo Cheol
Türü: Romantik, Komedi
Süre: 110 Dakika
Yıl: 2011

Karakterlerimiz bir alışveriş kanalındaki figüran oyunculardır. Esas oğlumuz, umutsuz bir vakadır ve kızımıza aile rolü oynadıkları sırada aşık olmuştur. Ancak aynı zamanda manken olan kızımız onunla hiç mi hiç ilgilenmemektedir. Kızımız aynı kanaldaki yönetmeni sevmektedir ve onunla bir ilişkisi vardır. Ancak yönetmenle olan bu ilişkisinde kızımız hamile kalır. Kötü yönetmen ise bebeği aldırmasını söyler ve kavga ederler. Kavgadan sonra bebeği aldırmaya gittiğinde eğer çocuğu aldırırsa bir daha çocuk sahibi olamayacağını öğrenir ve bu çocuğu doğurmaya karar verir. Ama yönetmen aynı şekilde düşünmez ve ayrılırlar.


Ancak kızımız dertleşmek için masum esas oğlanımızı çağırır ve içki içerler. Ama kız lavaboya diye kalktığında ortadan kaybolur. Esas oğlumuz ise geri dönerken kızı köprüde üzgün bir şekilde bulur ve teselli eder. Ertesi gün oğlanımız, bir otelde tek başına uyanmıştır ve kızımız ile bir gece geçirdiğini düşünür. Sarhoş olduğundan hiçbir şey hatırlamamaktadır. Ve kızımız arkadaşının verdiği fikir ile ona hamile olduğunu ve bebeğin babasının kendisinin olduğunu söyler. Buna hiç şüphe etmeden inanan gencimiz hiç vakit kaybetmeden kızımızla evlenir ve bebeklerinin doğmasını bekler.



Ancaaak kötü yönetmenimiz bu ikilinin bebekleriyle olan mutlu aile tablosunu kıskanır ve gerçekleri açıklayarak ikilinin arasını bozmaya çalışır. Ama sonunda esas oğlumuz gibi kızımız da zorunluluktan değil gerçekten sevdiğinden onu bırakmak istemez.  Konusu kısaca bu şekilde ancak, iki karakterin de en yakın arkadaşları, esas oğlanın annesi ve film boyunca sürekli mekanlardan biri olan meyhanedeki adam filmdeki komik unsurlardan birkaçı. Ayrıca bir uyarıda bulunmak yerinde olacaktır. Türk aile yapısına pek uymadığından aile ile izlemeyin önerisinde de bulunmak lazım! 


Ha bir de filmde çok küçük bir sahnede de olsa Türk bayrağını görmüş olmakla tarifsiz bir sevinç yaşamıştım. Sadece bir kaç saniye falan ama insan seviniyor işte. (Sol tarafta arkadaki bayraklarda hemen Güney Kore bayrağının yanında!)


"사랑하면 이렇게 돼져?!
Aşıksanız, olacağı budur değil mi?!"

0 yorum Blogger 0 Facebook

 
Cadı Kazanı © 2013. All Rights Reserved.
Top